admin

GÜZ GÜNÜNDEN MEKTUP VAR

Facebook Twitter Pinterest LinkedIn GÜZ GÜNÜNDEN MEKTUP Ve güz düştü saçlarıma ……… Hanım Günler neşeli vakitlerini kaybediyor, teslim oluyor karanlık bulutların gölgesine. Güneşe uyandığım günler […]

GÜZ GÜNÜNDEN MEKTUP

Ve güz düştü
saçlarıma ……… Hanım

Günler neşeli
vakitlerini kaybediyor, teslim oluyor karanlık bulutların gölgesine.

Güneşe
uyandığım günler hicrete başladı soğuk sabahlar ev sahibim. Bak pencereden
Gökyüzüne ha ağladı ağlayacak.

Hüznün tüm
renkleri mevcut, solgun yapraklar elvedaya hazırlanıyor en sevdiğine.
Sebebini bilemediğim bir yük biniyor
yüreğime, kalbimde kıyametten bir an esintisi.

Ellerim
zamanın şahidi gibi sebebi belli olmayan çizgilerle dolu kah acıyı barındırıyor
kah sevgiyi.

İlk damla düştü ……. hanım

Yeşermesini
beklediğim gönlümün ıssız çöllerine Boşlukta süzülen keder yüklü bulutlardan
damla damla. Bu çor arazinin ortasında
susuzluk deryasının müdavimiyim, kana kana susuzluk tadıyorum .

Halbuki
tükenen dünyanın esaretinde cam kırıklarıyla dolu yüreğimi yüreğinde tüketmek
istemiştim. Öyle bir tükeniş ki her bittiğimde yeniden yüreğinde sen olarak
hayat bulan , suni bakışlardan uzak, senden başka her şeye herkese ırak.

Sessizliğin çağlayanlarında bitirdim kelimelerimi,
erittim cümlelerimi. Kurumuş onca cümlelerin enkazı altındayım.
Kalabalıklar kadar büyük yalnızlığın prangaları ile akıp giden gecelerin
örttüğü biriyim artık.

Zaman akıp
gidiyor ……. hanım akıyor da damlaları gözlerimde iz bırakıyor yüreğimde sel .

Nasıl meydan
okurum çalınan Zamana, ölümü beklerken sensizlik zaten ölüm değilimdir bana.
Kimin intikamını almakta bu zaman?

Yıldım zaman
kayıplarından. Sar beni, sars beni her şeye inat güz mevsimimde başlat yeniden
evrimimi.

…….. hanım
bulutlarda gülümsermiş tıpkı akıttığı gibi damlalarını,

Umutla bakan
görürmüş gökyüzünün mavi tebessümünü, bu sebeptendir ki ne zaman özlemle
ciğerlerim alev alev yansa bulutlarda arıyorum seni ciğerlerime çeke çeke, umutla hayalle o güzel gözlerini.

Ezilmiş bir papatya kadar parçalandım …… hanım

Bir tarafım seviyorlara serpildi, diğer yanım sevmiyorlara. Saatlerden dayak yemişcesine
savruldum dünlere ve hep bir korku bu günümde, ya papatyamdan sevmiyor düşerse
nasibime.

Sanadır kaçışlarım sanadır hicretim, içimde ki çocuğun son kalesisin,
yalın ayak koşuyorum cam kırıklarıyla dolu yollarında, peşim ardınca zaman
kemendini vursa da boynuma, sana koşuyorum.
Güz mevsiminin baharına koştuğu gibi.